23 TEMMUZ
Kutsallık Nedir?
Ben kutsalım.
Kutsallık hakkında muazzam bir yanlış anlama söz konusudur. Birçok Hristiyan bir şeylerden kaçınarak kutsallığa ulaşmaya çalışır. Şunu veya bunu yapmazsam, kutsal olurum diye düşünürler. Ama bunun kutsal olmakla bir ilgisi yoktur. Kutsal olduğunuzda yapamayacağınız şeyler vardır, ama kutsallığa ulaşmak için yaptığınız şeylere kısıtlama getirmeyi önermek doğru değildir. Kutsallık olumsuz bir kavram değildir. Koloseliler 2:20-21’de, Pavlus şöyle yazdı: “Mesih'le birlikte ölüp dünyanın temel ilkelerinden kurtulduğunuza göre, niçin dünyada yaşayanlar gibi, ‘Şunu elleme’, ‘Bunu tatma’, ‘Şuna dokunma’ gibi kurallara uyuyorsunuz?” Birçok insanın kutsallık anlayışı budur; kendisini kurallara tabi kılmak. Pavlus bazı insanların kutsallığa ulaşmak için izlediği kurallarla ilgili şöyle diyerek devam etti:
“Bu kuralların hepsi, kullanıldıkça yok olacak nesnelerle ilgilidir; insanların buyruklarına, öğretilerine dayanır. Kuşkusuz bu kuralların gönüllü tapınma, sözde alçakgönüllülük, bedene eziyet açısından bilgece bir görünüşü vardır; ama benliğin tutkularını denetlemekte hiçbir yararları yoktur.”(22-23. ayet)
Başka bir deyişle, bir şeyler yapmaktan kaçınmak sizi kutsal yapmaz; Tanrı’nın kutsallığı bu değildir. Matta 5:16’da, İsa kutsallıkla eylemlerimiz arasındaki ilişkiyi şöyle açıkladı: “Sizin ışığınız insanların önünde öyle parlasın ki, iyi işlerinizi görerek göklerdeki Babanız'ı yüceltsinler!” “Işığınız parlasın”, iyi işler yapın ki diğer insanlar Tanrı’yı görebilsinler anlamına gelir. Bir dizi olumsuz kurala uyun anlamına gelmez. Olumlu ve etkili bir güçtür. Aslında, kutsallığın evrenimizde etkin olan en etkili güç olduğuna inanırım. Olumsuz bir hayat tarzına çekilmek ve buna “kutsallık” demek, kendini kandırmaktır. Tanrı’nın kutsallıktan bahsederken kastettiği şey bu değildir.
Beni çağırdığın için teşekkür ederim Rab. Olumlu ve güçlü bir şekilde “ışığımın parlayacağını” ilan ediyorum. Çünkü ben kutsalım. Amin.