15 NİSAN
Şifayı Kendimize Mal Etmek
Ben şifa bulayım diye İsa yaralandı.
1943’te hastalandım ve aylarca hastanede kaldım. Kurtuluş Ordusu’ndan bir kadın beni ziyarete geldi ve benim için dua etti. O anda Tanrı’dan şu sözü aldım: “Golgota’da gerçekleşen işi düşün; mükemmel bir iş, her açıdan mükemmel, her unsuruyla mükemmel.” O zamandan beri bu ifadeyi düşünüyordum ve sadece çarmıhta gerçekleşen olayın saçağına dokundum (kanamalı kadının İsa’nın giysisinin saçaklarına dokunmasına atfen). Bu mükemmel bir iştir. Çarmıha hangi açıdan bakarsak bakalım, tamamlanmış bir iştir. Nasıl bir yardıma ihtiyacımız olursa olsun, çarmıhta sonsuza dek sağlanmıştır.
“Söylemesi kolay” diyebilirsiniz, “peki ben bunu kendime nasıl mal edeceğim?” Şifa konusunda birçok kişi şunu merak eder: “Şifa vermenin Tanrı’nın isteği olduğunu nasıl bilebilirim?”
Tanrı’nın çocuklarıysak, yanlış soruyu soruyoruz. Şifa çocukların ekmeğidir. İsa şöyle dedi: “Çocukların ekmeğini alıp köpeklere atmak doğru değildir” (Matta 15:26). Kenanlı kadın doğru cevabı verdi: “Rab ekmek somununa ihtiyacım yok. Bana sadece bir kırıntı ver ki kızımdaki cini dışarı atabileyim.” Bu kadının gerçekten imanı vardı; hem de tüm bir somuna sahip olduğu halde hala hasta olan çocuklardan daha fazla! Bir baba ailesine dondurma veya bonfile veremeyebilir, ama her babanın ekmek sağlama yükümlülüğü vardır. Baba Tanrı çocuklarının ekmeğini sofranın üzerine koymuştur; sizinkini de benimkini de.
Bu soruyu başka bir şekilde ifade edeyim: Zaten sağlanmış olan şifayı kendime nasıl mal edebilirim? İmanlılar için şifa ve kefaret asla gelecekte değildir. Şimdidir ve mirasımızı kendimize mal etmemize bağlıdır. İsa’nın ölümüyle mühürlenen vasiyetnamede bize her şey sağlanmıştır.
Çarmıh’ta gerçekleştirdiğin iş için teşekkür ederim İsa. İsa’nın Golgota’da gerçekleştirdiği mükemmel işi şimdi kendime mal ettiğimi ve ben şifa bulayım diye İsa’nın yaralandığını ilan ediyorum. Amin.