12 HAZİRAN
Öz-Değer
Ben Tanrı’nın çocuğuyum.
Kendi değerlerini takdir etmekte yetersiz kalan çok fazla kişiye yardım etmeye çalıştım. Kendilerine duydukları saygı o kadar aşağılardaydı ki, birçoğu bundan dolayı ruhsal ve duygusal ıstırap çekiyordu.
Birinci Yuhanna 3:1: “Bakın, Baba bizi o kadar çok seviyor ki, bize ‘Tanrı'nın çocukları’ deniyor! Gerçekten de öyleyiz.” Tanrı’nın çocukları olduğumuzu gerçekten kavradığımızda (bizi yakından ve şahsen sevdiğini, bizimle ilgilendiğini, bizim için asla çok meşgul olmadığını, her birimizle doğrudan ve şahsi bir ilişki arzuladığını), öz-değerimizde muazzam bir artışa kavuşuruz.
Bir keresinde bir toplantıya yetişmek için koştururken karşıma bir kadın çıktı. İkimiz de hızımızı almış aksi yönlere doğru gidiyorduk. Resmen çarpıştık ve kadın kendine çabucak bir çeki düzen verdikten sonra şöyle dedi: “Bay Prince, benimle konuşmanı istiyor mu diye Tanrı’ya dua ediyordum ve karşılaştık.”
“Evet” dedim “karşılaştık, ama size yaklaşık iki dakika ayırabilirim. Çok meşgulüm.” Sorununu anlatmaya başladı ve bir süre sonra sözünü kesmek zorunda kalarak ona şöyle dedim: “Üzgünüm, sadece bir dakikam kaldı…ama sanırım sorununuzu biliyorum. Edeceğim duayı benimle tekrarlar mısınız?” Onu yönlendirdiğim duada, Babası olduğu için, O’nun kızı olduğu için, Babası olarak onu sevdiği ve onunla ilgilendiği için, çok özel olduğu için ve evrenin en iyi ailesine ait olduğu için Tanrı’ya teşekkür etti. Sonra ikimiz de yolumuz gittik.
Yaklaşık bir ay sonra aynı kadından bir mektup aldım. Şöyle yazıyordu: “Sizinle birlikte olmanın ve o duayı etmenin hayata karşı tavrımı tamamen değiştirdiğini söylemek isterim. İlk kez, kendi değerimin farkına vardım.”
Beni kurtardığın için teşekkür ederim İsa. Rab’le doğrudan ve şahsen sahip olduğum ilişkinin bana öz-değer kazandırdığını ilan ediyorum. Tanrı’nın çocuğu olduğumu ilan ediyorum. Amin.