16 TEMMUZ
Yerimizi Bulmak
Ben Mesih’in bedenin bir üyesiyim.
Özdeyişler 27:8 şöyle der: “Yuvasından uzak kalan kuş nasılsa, Yurdundan uzak kalan insan da öyledir.” Hiç kafesinden çıkartılıp tekrar oraya giremeyen bir kuş gördünüz mü? Bundan daha zayıf ve acınası bir durum yoktur. Bu görüntü, yerinizin dışında olmanızın ne olduğunu açıkça gösterir. Danışmanlık yaptığım birçok kişiye şunu söylemek zorunda kaldım: “Senin sorunlarından biri doğru coğrafi konumunda olmamandan kaynaklanıyor. Olman gereken yer burası değil. Doğru yerini bulana dek gelişemeyeceksin.”
Ancak “yeriniz” öncelikle coğrafi konumunuz değildir; daha doğrusu Tanrı’da bir yerdir, Mesih’in bedenindeki bir yerdir. Kutsal Kitap, her birimizin bedenin üyeleri olmamız gerektiğini söyler. Bir üye olarak, o üye için doğru olan yere eklemlenmeliyiz. Bacağın ucundaki bir el anlamsız görünür; kolun ucundaki bir ayak da öyle. Ne tür bir üye olduğunuzu öğrenip sizin için uygun olan yeri doldurmalısınız.
“Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce Mesih İsa'da bağışlanmış, şimdi de O'nun gelişiyle açığa çıkarılmıştır.”(2.Timoteos 1:9)
Bu muazzam bir metindir ve neredeyse araştırılamayacak bir derinliğe sahiptir. Tanrı’nın “bizi kurtardığını” söyler ama orada durmaz. Pavlus, noktalama işareti bile koymadan devam eder: “Ve bizi çağırdı.” Kurtarılmak çağrılmaktır. Kurtarılmış olup da çağrılmayan kimse yoktur.
Kurtarılmış olup çağrılarını bilmeyen bir yığın Hristiyan var. Bunun nedeni çağrılmamış olmaları değildir. Kurtarıldığınızda bir çağrı için kurtarılırsınız. Çağrınızı bulana ve yerine getirene dek hayal kırıklığı ve boşluk hissedeceksiniz.
Beni bedeninin bir parçası yaptığın için teşekkür ederim İsa. Sendeki yerimi ve çağrımı bulmaya çalıştığımı ilan ediyorum. Ben Mesih’in bedeninin bir üyesiyim. Amin.