13 KASIM
Yeni ve Diri Bir Yolla
En Kutsal Yer’e yaklaşalım.
Tanrı tarafından tasarlandığı üzere En Kutsal Yer’deki yegane eşya, akasya ağacından yapılmış ve üzeri altınla kaplanmış büyük bir kutu olan Levha Sandığı’ydı. Sandığın kapağına Bağışlanma Kapağı adı verilmişti. İçinde On Emir’in yazılı olduğu iki taş levha vardı ve sandığın üstü Bağışlanma Kapağı’yla kapatılmıştı. Bu, çiğnenmiş olan On Emir’in bizim adımıza Mesih’in kefaretiyle kapatıldığını simgeliyordu. Bağışlanma Kapağı’nın her iki kenarında kapakla tek parça halinde birer Keruv vardı. Keruvların yüzleri birbirine dönüktü ve kapağa bakıyordu, yukarı doğru açık ve birbirine değen kanatlarıyla kapağı örtüyorlardı.
Bağışlanma Kapağı Tanrı’nın tahtıydı. Çiğnenmiş yasayı kapatan Bağışlanma Tahtı’nın üzerinde oturuyordu. Yüzleri birbirine bakan iki Keruv’un kanatlarının birbirine değmesi o yerin bir dostluk, birliktelik yeri olduğunu simgeler. Öyleyse burası hem bir merhamet ve dostluk yeri hem de Tanrı’nın Kral olarak oturduğu bir tahttır.
Bu eşyanın üzerinde, bizzat Tanrı’nın bir sembolü bulunmaz. Bu, İsrailliler için yasaktı. Ama Tanrı oraya geliyordu ve Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın algılanabilen varlığıyla, gözle görülebilen shekinah (şimşek parıltısı) yüceliği şeklinde tahttaki yerini alıyordu. En Kutsal Yer tamamen karanlıktı. Doğal veya suni bir aydınlatma yoktu. Ama Tanrı’nın shekinah varlığı geldiğinde, o zaman Tanrı tahttaki yerini alıyordu.
İbraniler 10’da, “Tanrı’ya yaklaşmak” için En Kutsal Yer’e davet ediliriz (22. ayet). Oraya “Yeni ve diri bir yolla” yaklaşmalıyız (20. ayet). Bu yeni ve diri yol İsa’dır.
İsa’nın kanıyla Sana yaklaşabildiğim için teşekkür ederim Rab. En Kutsal Yer’e İsa’yla (yeni ve diri yolla) yaklaştığımı ilan ediyorum. En Kutsal Yer’e yaklaşacağım. Amin.