15 ARALIK
Tanrı’ya Şükretmek
Minnettar olalım.
Minnettar olmak, Kutsal kitap’ın doğrudan buyruğudur; minnettar değilsek, itaatsiz oluyoruz (bknz. 1. Selanikliler 5:18). Hristiyanca yaşamdaki birçok önemli tutum gibi, minnettarlık iradede başlar, duygularda değil. Minnettar olmak için minnettar hissetmemiz gerekmez. Çocuk sahibi olanlar, onları “teşekkür ederim” demeleri için eğitir. İngiltere’de, çocukların daha bir şeyi almadan “teşekkür ederim” demeleri beklenir. Bu, sadece uygun bir davranış meselesidir.
Tanrı da genellikle bize böyle davranır. Gerçekten bir şey almadan önce “teşekkür ederim” dememizi bekler. Genellikle, teşekkür etmek için önce almayı beklediğimizde, alamayız.
“Mesih'in esenliği yüreklerinizde hakem olsun. Tek bir bedenin üyeleri olarak bu esenliğe çağrıldınız. Şükredici olun! Mesih'in sözü bütün zenginliğiyle içinizde yaşasın. Tam bir bilgelikle birbirinize öğretin, öğüt verin, mezmurlar, ilahiler, ruhsal ezgiler söyleyerek yüreklerinizde şükranla Tanrı'ya nağmeler yükseltin. Söylediğiniz, yaptığınız her şeyi Rab İsa'nın adıyla, O'nun aracılığıyla Baba Tanrı'ya şükrederek yapın.” (Koloseliler 3:15-17)
Bu metin bizden iki şey talep eder: Her şeyi Rab İsa’nın adıyla yapmak ve yaparken O’na şükretmek. Bu buyruklar her göreve uygulanabilir: Mutfağın zeminini ovalarken, tuvaleti temizlerken, araba kullanırken veya mektup yazarken.
Bu bize doğru ve yanlış hakkında oldukça iyi bir ölçü verir. Dürüstçe Rab İsa’nın adıyla yapamadığımız, yaparken O’na sürekli şükredemediğimiz bir şey varsa, onu yapmamamız daha iyidir. Bu yöntem, tüm yapılacaklar ve yapılmayacaklar listesini belirler. Sözlerimize ve eylemlerimize rehberlik eden temel bir prensiptir.
Benim için tüm yaptıklarına teşekkür ederim Rab. Her şeyi Rab İsa’nın adıyla yapacağımı ve yaparken Baba Tanrı’ya şükredeceğimi ilan ediyorum. Minnettar olacağım. Amin.